6 Haziran 2010 Pazar

Sayın Seyirciler! Ben bir erkekmişim meğersem!

Sevgili Bebeğim,
Son bir ayda ne kadar çok şey oldu, ama annen günün koşturmacasından çoğu zaman hamileliğini bile unuttuğundan bir türlü fırsat bulup da gelişmeleri yazamadı.

Bir kere, babamız 17 Mayıs itibariyle eve döndü :) Hayat onun için çok renkli her şey çok güzel, askeri hapishanenin sıkıcı, zorlayıcı duvarlarından sonra... Hala dilinde aynı laf, "Oğlumu dünyada askere göndermeyeceğim" Bakalım nasıl becerecek :)

Babanın geldiği hafta 18 haftalıktın, aslında 16. haftada küçük teyzenle gittiğimiz doktor ziyaretinde artık bir kız mı erkek mi olduğunu öğrenebilirdim ama ben bu heyecanlı haberi babanla beraber almak istedim. Gerçi teyzen doktor amcaya "Madem ablam bilmek istemiyor, gizlice bana söyleyin, ben ona söylemem." dediyse de doktor amca kendisi de bakmadı, ağzndan kaçırmamak için...

Baban gelince hemen doktora gittik, 20 Mayıs'ta senin, kıpır kıpır bebeğimizin, bir kız olduğunu öğrendik. Ben bu habere çok sevineceğimi sanıyordum ama babanın ne kadar erkek çocuk istediğini bildiğim için pek sevinemedim. Hal bu ki, benim en büyük hayalimdi, sana alacağım, kıyafetler, ayakkabılar, her türlü aksesuar... İnsan kendinden önce sevdiğini düşünüyor, bir kez daha farkettim...

Sonra sensiz, daha doğrusu senin içerde olduğun son tatilimizi yaptık Antalya'da... Seninle yüzmek güneşlenmek bana o kadar iyi geldi ki... Yaz hamileliğini sevdim :) Aslında ben hamileliği sevdim, bir de şu hıphızlı aldığım kiloları kontrol etmenin bir yolunu bulabilsem :(

Geçen perşembe günü, 3 Haziran'da ilk defa karnımdaki hareketini hissettim. Zaten şaşıp kalıyordum, bu kadar hareketli bir bebeği nasil olursa hissetmem diye... 3 defa tık tık tık vurdun karnıma, bir heyecanladım ki sorma! ben de sana aynı 3 tık tıkla yanıt verdim, mors alfabesi gibi :) Ama henüz seninle pek karşılıklı iletişim kuramıyoruz :) Gerçi ben yine de arabada yalnız giderken seninle muhabbet ediyorum. Gün içinde o kadar çok koşturmaca oluyor ki, ancak arabada başbaşa kalabiliyoruz...

Tam yüksek lisanstaki dersler bitiyor, biraz hamileliğime konsantre olabilicem diyordum ki bu sefer de bir audit haberi geldi... Yurt dışından gelecek teyzeler, annen ve ekibi işlerini düzgün yapıyorlar mı görmeye gelecekler Temmuz ayı gibi, yai kuzucuğum sen anne karnında yüksek lisans, dünya kadar seyahat derken, bir de bu stresli audit sürecini yaşamış olacaksın. Nasıl bir şey olarak çıkacaksın bilemiyorum. Şengo teyzen audit bulgularını bebeğe yazsınlar, doğunca çözer hepsini diyor.

Sonraaa, dün çok değişik bir şey oldu.. Babanın bir arkadaşı var. Gülçin Teyzen... Gülçin Teyzenin eşi bir kadın doğum uzmanı... Babanla bir de seni onun değerlendirmesi istedik ve ziyaretine gittik. Bize ne dese beğenirsin! meğerse sen bir erkekmişsin :) Şok olduk, sen beğendin mi bu durumu bilemedim, ama baban, Mehmet deden, Dilan Teyzen, büyük babanen bayıldı :) Ben hala şoktayım, kendimi hiç bir erkek annesi olarak düşünemiyorum, neyse sen gelene kadar alışıcaz :)


Bu da senin ilk kısa filmin, tatlı bebişimiz bir an önce Ekim gelse de seni kucağımıza alsak. Seni şimdiden çok ama çok seviyoruz...